Polatlı’nın Temcit Pilavı: Bitmeyen İl Olma Hikâyesi
Polatlı’nın il olacağına ilişkin haberler, yıllardır belirli aralıklarla yeniden dolaşıma sokulan bir medya anlatısına dönüşmüş durumda. Televizyon ekranlarında, internet sitelerinde ve yerel mecralarda “Polatlı İl Oluyor” başlıkları her seçim dönemi ya da gündem ihtiyacında tekrar sahneye çıkarılıyor. Ancak hemşehrilerimizde giderek hakim olan kanaat açık: Bu söylem artık bir haber niteliği taşımıyor; temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulan bir beklenti yönetimi pratiğine dönüşüyor.
Akademik literatürde bu duruma, “süreklileşmiş medya söylemi” deniyor. Yani bir konu, herhangi bir kurumsal gelişme olmaksızın sürekli yineleniyor ve zaman içinde inandırıcılık aşınmasına uğruyor. Polatlı’nın il statüsüne dair hiçbir yasal düzenleme, TBMM kararı veya resmi takvim açıklanmamış olmasına rağmen, ilçemiz her yıl “il olacaklar” listelerinin otomatik bir parçası haline getiriliyor. Böylece haber formunda sunulan içerik, gerçekte bilgi değil, tekrarı üretmiş oluyor.
Bugün 97 plaka söylemi üzerinden dönen tartışma, aslında çok daha eski bir toplumsal hafızanın dışavurumu. 1989’da Aksaray’ın 68, Kırıkkale’nin 71, 1999’da Düzce’nin 81 plaka ile il yapılması, Polatlı’da benzer bir beklentiyi yıllar boyunca canlı tuttu. O dönemlerde yerel basın ve bazı mizahi yayınlarda Polatlı’ya “68 olabilir miyiz?”, “71 yakışır mı?”, “81’den sonra sıra bizde” gibi plaka numaralarının yakıştırılması, ilçenin il olma arzusunun sosyal bir yansımasıydı.
Bu hafızanın en çarpıcı örneklerinden biri ise 1990’ların başında Mahir Yavaş tarafından hazırlanan meşhur kangurulu karikatür. Karikatürdeki slogan şöyleydi: “İl olmak istiyoruz; Türkçe söyledik, anlatamadık” Kangurunun elindeki yabancı dilde yazılmış “We want to become a province” pankartı, Polatlı’nın duyulmayan talebini mizahi ve eleştirel bir dille görünür kılmıştı.
2023 yılında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından yapılan “100. Yılda 100 İl” açıklamasının ardından birçok ilçe gibi Polatlı’da da il olma konusu tekrar gündeme düştü. Bu açıklamanın ardından Polatlı Belediye Başkanı Mürsel Yıldızkaya’dan bir hamle geldi ve Mahir Yavaş tarafından İngilizce olarak tasarlanan “We want to become a province” afişinin yanına Polatlı Belediyesi tarafından, “Türkçe düşünür, Türkçe söyler, Türkçe talep ederiz, İl olmak istiyoruz!” ifadelerinin yer aldığı bir tabela asıldı.
Yerel hafızanın bir başka güçlü yansıması ise Ankara’nın sevilen sanatçısı Ankaralı Namık’ın dillere pelesenk olan eseriydi. Şarkısındaki, “30 senedir bu yolda bir il olamadın Polatlı…” sözleri, il olma talebinin halk kültürüne, şarkılara ve günlük dile kadar nasıl işlediğinin belki de en popüler göstergesiydi.
Siyaset sahnesinde, halkın türküsünde, karikatüründe, sohbetinde, mizahında ve hafızasında yer eden il olma isteği bir tekrar döngüsü şeklinde özellikle seçim dönemlerinde güçleniyor. Siyasal iletişim bağlamında değerlendirildiğinde, il olma söylemi çoğu zaman somut verilerden ziyade algı yönetimine dayalı bir çerçeve üretiyor. Medyanın yaptığı da çoğu kez Polatlı’nın gerçek potansiyelini tartışmak değil, tıklanma ve görünürlük sağlayan bir başlığı yeniden dolaşıma sokmak oluyor. Bu nedenle kamuoyunda yükselen tepki de anlaşılır: “Bu haberin artık bir karşılığı yok.”
Oysa Polatlı’nın ekonomik kapasitesi, demografik ağırlığı ve stratejik konumu ortada. Ancak bu unsurların il statüsüne dönüşebilmesi için gereken şey, medyanın hazırladığı sembolik listeler değil; kurumsal irade, hukuki süreç ve somut siyasal adımlardır. Bu adımlar atılmadıkça, il olma söylemi yalnızca beklentiyi yeniden üreten bir medya pratiği olarak kalacaktır.
Gordion Haber olarak biz, bu konuyu popüler listelere yaslanarak değil, gerçekçi ve eleştirel bir perspektifle ele almayı tercih ediyoruz. Çünkü Polatlı’nın geleceği üzerine konuşmanın en doğru yolu, spekülasyonları çoğaltmak değil; spekülasyonun kendisini sorgulamaktır.
